Her Mahalleye Yerleştirilen Turuncu Konteynerlere Ne Oldu?
6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ilimizi etkisi altına alan büyük deprem felaketinin ardından en çok konuşulan konulardan biri de, ekiplerin ve arama kurtarma ekiplerinin sarsıntılı alana varış saati oldu.
En kritik saatler olarak fiyatlandırılır İlk 72 saatte çeşitli nedenlerle yeterli ekipman ve ekipman bölgenin büyük bir kısmına ulaşamadı. Binlerce insanımızın hayatına mal olduğu düşünülüyor. Ama bunu ilk kez yaşamıyoruz. Örneğin 1999 yılında yaşanan deprem felaketinden sonra bir durum yaşadık. Ekiplerin bölgeye ulaşması günler sürdü ve birçok vatandaşımız enkaz altından çıkarılamadı.
1999 yılından sonra bu acı duruma önlem olarak bir proje başlatıldı; ‘Her Mahalle Afet İstasyonu’ (AFIS)
Projeyi kısaca özetleyelim;
- Proje 2002 yılında İstanbul Valiliği tarafından yürütülmeye başlandı.
- Proje kapsamında Kaymakamlıklarca belirlenen mahallelere turuncu renkli, kilitli büyük konteynerler yerleştirildi.
- Konteynerlerin içinde ilk yardım ve arama kurtarma faaliyetleri için ihtiyaç duyulan çok sayıda araç gereç bulundu.
- Ekipler bölgeye ulaşana kadar çevredekilerin ilk müdahaleleri yaparak mümkün olduğu kadar çok insanı kurtarması amaçlandı.
- Ayrıca çadır, ilk yardım malzemesi ve su gibi acil ihtiyaçlar da karşılanabildi.
- Proje kapsamında 2002-2003 yıllarında adımlar atıldı ve yüzlerce mahalleye binlerce konteyner yerleştirildi.
Toplamda 38 farklı malzemeden oluşan kap içeriğine bir göz atalım;
- mobil aydınlatma kiti
- Jeneratör
- Matkap ve çekiç hilti
- Hidrolik kriko (düşük güç kullanarak büyük yükleri kaldırmak için bir cihaz)
- Kaldıraç demiri (Kapı açmak, pencere açmak, çivi sökmek için yan keski ve kaldıraç gibi amaçlarla kullanılan alet)
- Balyoz
- Murç
- Çekiç
- maça
- el çapası
- bel baltası
- büyük kazma
- Ahşap ve demir testeresi
- Boru anahtarı
- Yangın söndürücü
- yangın battaniyesi
- enkaz eldiveni
- cerrahi eldiven
- Toz maskesi
- Lambalı kask
- El feneri
- el projektörü
- kurtarma halatı
- Karabina (kanca)
- Kasnak
- güvenlik şeridi
- uyarı yeleği
- katlanabilir sedye
- İlk yardım kiti
- katlanabilir sürgülü merdiven
- Metal yakıt bidonu
- Musluk suyu tamburu
- Kantin
- çalışma gözlükleri
- demirci el makası
- Megafon
- soğuk iklim çadırı
- 250 lt. Su tankı
Bu malzemelerin çoğu birçok vardı. Su deposu ve çadır gibi bazı ekipmanlar için birer tane vardı.
Proje başladıktan sonra farklı açılardan eleştiriler de geldi;
Projenin yapılmaya başlanmasının ardından gelen ilk eleştirilerden biri, ‘ şehirleri dirençli hale getirmek yerine Enkazdan kurtarma çalışmalarına odaklanıyorlar’ şeklinde telaffuz edildi merkezde. Bir noktada gerçek bir bakış açısı olsa da çok büyük bir deprem olması durumunda güçlü bir şehirde bile enkaz olması muhtemeldir.
Son yaşadığımız depremde bir düşünün, gönüllülerin gelmesine rağmen ekipman eksikliği olduğu için… Bu konteynerlerden biri. her mahallede birkaç tane olsaMuhtemelen hem yerel halk hem de ilk gelen gruplar daha fazla hayat kurtarabilirdi…
O dönemde gündeme gelen bir diğer konu ise bu konteynerlerin hızla yanlarına yerleştirilmesi oldu. reklam panoları ölü. Şu an için bu billboardların varlığına dair ulaşabildiğim tek kaynak ‘Deprem konteynerlerine ne oldu?’ Mahmut Övür’ün 24 Ekim 2004 tarihli Sabah gazetesinde yazdığı ‘Deprem reklam aracı mı?’ Övür tarafından 26 Ekim 2004 tarihinde yazılmıştır. başlıklı yazılar.
Bu iki maddede kısaca değinilenler şunlardır; Sarsıntı konteynırlarının yanına büyük reklam panoları yerleştirildi. Bu reklam panoları Milyonlarca dolarlık bir gelir kaynağı. . Projeyi yürüten Valilik, reklam panolarıyla ilgili de İBB’den esas aldı.
Ayrıca, konteynerler Zeytinburnu, Avcılar gibi deprem riski yüksek ilçelerde az bulunurken,Kadıköy, Beşiktaş gibi semtlerde daha niceleri var… Övüç yazısında, piyasaya çıktıktan iki yıl sonra konteynerlerin yavaş yavaş yok olmaya başladığını belirtti.
Bu gelişmeler yaşanırken İstanbul valilerinin isimleri 1998-2003 ortalarında Erol Çakır, 2003 yılından itibaren ise Muammer Güler, belediye başkanı ise Ali Müfit Gürtuna ve ardından Kadir Topbaş oldu.
Tartışma ve eleştirilerin ardından kısa sürede ‘hırsızlık’ olayları yaşanmaya başlandı;
valilik kontrolündeki konteynerlerde. jeneratör, hilti gibi ekipmanlar çalınmaya başlandı . İhtiyati tedbir olarak konteynırların yerinin değiştirilmesi için saldırılar düzenlendi. Ancak analizler yeterli olmadı ve hırsızlıklar devam etti.
Ayrıca yerli halk kaplar ne işe yarar, darbe anında nasıl açılır, içindeki malzemeler nasıl kullanılırYani doğru yönetilirse çok fayda sağlayacak bir proje, çeşitli yetersizlikler nedeniyle bir nevi ‘patlamış’ gibi hayati bahisler hakkında yeterince bilgilendirilmemiştir…
2009 yılında İstanbul Valiliği ani bir kararla konteynerleri ilçe belediyelerine devretti;
İstanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezi, 2009 yılında aldığı bir kararla tüm konteynerleri sorumluluk ve denetimini ilçe belediyelerine devretmiştir. . Valilik, projenin başlamasından kısa bir süre sonra İstanbul’da 762 mahalle ve 173 köye yaklaşık 2 bin konteynerin yerleştirildiği bilgisini paylaştı.
Ancak yıllar geçtikçe, konteynerler hırsızlıktan sonra hasar görmüştür. çoğu bölgede toplanır. Bugün kaç tanesinin hala kullanımda olduğu bilinmiyor. Ayrıca İstanbul dışında Bursa ve Kocaeli gibi farklı illerde de bu uygulamanın yürürlüğe girdiği biliniyor ancak ne yazık ki akıbetlerine dair net bir bilgi yok.
Sancaktepe, Avcılar, Zeytinburnu gibi ilçelerin belediyelerinin resmi internet sitelerinde konteynerlerle ilgili bilgiler yer alıyor. bazı bilgiler mevcuttur.Ancak İstanbul’da konteynerlerin izine rastlanmayan birçok semt var.
İlçe belediyelerinden konu ile ilgili bilgi talep ettik. bu içeriğin yayınlandığı zamanın prestijiyle şu anda bir yanıt alamadık. Bilgi mevcut olursa, içeriği bu bilgilerle güncelleyeceğiz.
Birçok ili deprem riski taşıyan bir ülke olarak, önce depreme dayanıklı şehirlere, ardından afetlere yönelik toplumsal bilinçlendirme ve eğitim projelerine ihtiyacımız var. Bu ihtiyaçlar kapsamında afet istasyonları da cankurtaran olarak öne çıkıyor. Umudumuz ve talebimiz, tüm bu adımların değer sırasına göre ve bilime dayalı bir sistemle hayata geçirilmesidir.